26 Mayıs 2010 Çarşamba

L O S T : The END


ve LOST bitti.Kendi adına yakışan bir sonla mı hayır!bilimsel bir dizi dediğimiz lost işi araf,cennete vurdu.6.sezonda cevaplar geliyor diye tanıtılan sezon da cevabını aldığımız soru sayısı az.Hatta 6.sezonda bazı sorular üretip onlara cevap verdiler yani geçmiş sezonlarla ilgili bir şey yanıtlandı mı hayır...

Final bölümünde cevap yok evet ama 6.sezonun hangi bölümünde cevap vardı ki böyle bir yanılgıya düştü LOST sevenler.

Olayları kısaca üstünden geçecek olursak:

-Önceki bölümde kendi getirdiği kapla kaynak suyundan su içen Jack yeni Jacop'ımız olmuştu hatırlarsınız.Jack biraz onun etkisi ile artık tripleri fazlalaştı :)
-Jack nasıl olduysa Desmond'ın önemli olduğu kanısına vardı ve onu bulmak üzere yola çıktılar.
-Tabi BS abimiz de yani Flocke'ta bundan haberdar.
-Desmond'ı alaraktan ilk olarak 15.bölüm Across The Sea bölümünde gördüğümüz ışığa doğru yola çıktılar.
-Plan şuydu Desmond'ı sarkıtıp adanın tıpasını(senaristlere burada küfür edilebilir,atış serbest)çıkarıp olacakları görmek.
-Çıkardığında bütün o nur su gitti,yerine volkan geldi.Volkan patlamaya başladı.
-Ada yıkılmaya başladı.
-Jack'in planı bu tıpayı çıkarıp BS'nin ölümsüzlüğünü sonra erdirip halletmek.Uğraştı olmadı BS Jack'i bayılttı.(niye öldürmedi diyenler var ben de katılıyorum)
-Baygınlığı geçtikten sonra bunun kayalıklarda olduğunu öngördü,doğru çıktı :)
-Orada Jack'imiz bir uçuş yaptı BS'ye yılın uçuşudur yani :D
-Jack ölüyordu az daha hatta bu apandisinin orası(6.sezonun paralel evreninde annesine sorarken görmüştük meğersem bundanmış) BS tarafından bıçaklandı.Hatta boğazının orası(ki bu da yine paralel evrende kanıyordu hep)ondanmış.Neyse ki Kate sakladığı kurşunla :) öldürdü BS'yi.Bence yanlış yaptı o ayrı... :)
-Kate,Sawyer adadan gitmek üzere 316 seferli Ajira uçağıyla(ki adadan kalkan ilk uçak olması sebebiyle tebrik ediyoruz)adadan ayrıldılar
-Tabi her şeye inanan kanan saf kızı veya diğer bir ifadeyle Crazy Jungle Hair :D alaraktan uçtular...iyi yolculuklar...
-Jack'in peşinden Ben ve Hurley gitti.
-Jack'in planında tıpayı yeniden sokmak Ab-ı hayat suyunu tekrar yerine koymak vardı.
-Jack ölürsem filan dedi adayı Hurley'e verdi.Bir adet oceanic pet şişesi ki yaklaşık 3 yıllık ve pis çamurlu suyu içirdi Hurley'e...Hiç dua etmedi diyorlar Jack hayatında nerede dua etti ki...
-Hurley adanın koruyucusu yavşayan Ben ise 2.adam oldu.
Jacop=Hurley
Richard=Ben
diyebiliriz.
-Jack tıpayı soktu.Su tekrar geldi.MIB oraya atıldığında nasıl dışarı fırladıysa Jack'te çıktı.Tabii apandis filandan epey bir kan kaybı vardı Jack'in.
-Burası yani ışığın olduğu yer 16.bölümde Jacop'ın dediği gibi Jack'in uçaktan düştüğü yer olan bambu ağaçlarına yakınmış.
-Jack biraz yürüdü ve adada başladığı yerde öldü.Gözünü açtığı yerde kapattı :( ki finalin en güzel sahnesiydi

-Jack gözünü kapatmadan önce Ajira uçağını gördü ve kapattı.



Diğer paralel evrende ise her şey güllük gülistanlık.Araf diyenler var.

Herkes ada hayatını hatırladı.Bir kilisede herkesin ölmüş olduğu gösterilerekten bitti.
Açıkcası şu paralel evreni anlayan varsa beri gelsin.

LOST'un yanıtlamadığı sorular

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Supernatural 5x22 "Swan Song"

Evet. Geldik bir sezon finaline daha. Bölüm her sezon finalindeki gibi Kansas - Carry On My Wayward Son şarkısıyla başladı. 5. sezonun bir özeti yapıldı. Ve dramatik bir şekilde bölüme başlandı.

Dizinin başında uzun zamandan beri göremediğimiz peygamber Chuck'ı görüyoruz. Her zamanki gibi bir kitap daha yazıyor ve bu kitapta genel olarak Sam ve Dean'den ve onların efsane arabası 67 Chevrolet Impala'dan bahsediyor.


Daha sonra kamera Dean'e çevriliyor. Dean Sam'in şeytanı hapsetme planını isteksizce kabul ediyor ( Atlılardan Ölüm'e söz verdiği için). Bunun üzerine şeytana "evet" demek için Detroit'e yolculukları başlıyor. Detroit'e vardıkları zaman şeytanın yerini belirliyorlar. Şeytanla görüşmeden önce Sam lakır lukur şeytan kanı içiyor. Bedenini kuvvetlendirmek için tabii. Şeytanın yanına gittikleri zaman şeytanın atlıların yüzüklerinin anahtar olduğunu bildiğini öğreniyorlar. Ve şeytan Sam'e bir anlaşma öneriyor eğer Sam bedenini tekrar ele geçirebilirse onlar kazanacak ve şeytan sonsuza kadar hapsolacak fakat geçiremezse şeytan kazanacak ve kıyamet devam edecek. Sam şeytana "evet" diyor ve şeytan Sam'in bedenini ele geçiriyor. Sam bedenini tekrar ele geçiremeyince Dean çok kötü oluyor ve kaybettiklerini anlıyor.



Daha sonra Dean Chuck'ı arayıp Michael ve Şeytanın dövüşecekleri yeri öğreniyor. Oraya gittiğinde onları orda buluyor. Michael'ı Cass bir süreliğine uzaklaştırıyor. Ama Şeytan onu ve Bobby'i öldürüyor. Dean'i de bir güzel dövüyor. Sonra birden Sam kardeşini ve arabasını görünce bedenini ele geçiriyor ve zindanı açıyor. Tam atlayacakken Michael geliyor ve onu engellemeye çalışıyım derken onunla beraber düşüyor.



Dean ortada mal gibi kaldığında Cass ışınlanarak geliyor. Ve burda Cass'in melek özelliklerini geri kazanıp Dean'i iyileştirdiğini ve Bobby'i dirilttiğini görüyoruz. Bu da Tanrı'nın geri döndüğüne dair bir işaret.



Bölümün sonunda Dean eski sevgilisine gidiyor. Tam onlar evdeyken kapının önünde Sam'i görüyoruz. Bu da bizi tüm sene düşündürecek soruyu doğuruyor: Acaba o Sam mi yoksa Şeytan mı?



NOT: Chuck'ın Tanrı olabileceğine dair bir sürü teori var.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Gelirler,savaşırlar,yok edip yerle bir ederler.Sonu hep aynı biter.



LOST tarihi(ki tarih diyoruz koca 6 yıl)en iyi bölümlerinden biriydi.En çok cevap verilen bölümlerden biri oldu Across The Sea.Jacop ve MIB(karaduman,flocke)ikiz kardeşler.Bunların anaları ise adaya dışarıdan gelen birisi.Bir de adada Flocke'un tabiriyle Deli bir kadın var.Bu Jacop ve MIB'i doğurtup analarını öldürüyor...Bizimkileri besliyor,büyütüyor,analık yapıyor.Sonra masallarda göreceğimiz türden sarı ışığı gösteriyor LOST ekibi bize ki efekt filan harika :)

Bu ışık adanın kalbiymiş zımbırtısı gibi muhabbetler dönüyor tabii.Hatta çakma ana burada yaşam,ölüm ve yeniden doğuş olduğunu söylüyor.Bu sarı ışık zımbırtısını korumanın Jacop veya MIB tarafından yapılacağını söylüyor.

Bizim MIB yani siyah oğlan ise gayet iyi bir şekilde bir oyun buluyor.Kendisi kurallarını belirlemese de oynayabiliyor(aynı Jacop ve ada örneğinde olduğu gibi)Bu yazık garibim MIB bu oyunla mesut iken gerçek annesi buna gözüküyor.Annesiyle konuştuğunda deli kadının kendisini öldürdüğünü kendisinin gerçek annesi olduğunu söylüyor.Evlerinin ada olmadğını yani hep adada varolmadıkları söyleyince bizimki MIB'te şalter atıyor tabii.Evine gitmek istediğini söylüyor filan...Bu arada yerli halkı görüyoruz...

Çakma annesine bu olanları teyit ettirmek için soruyor doğru olduğunu görünce sinirlenip,yerli halka gidiyor MIB.
Çakma anneye de bizim saf Jacop inanıyor.Böyle mutlu oluyorlar.

Aradan belli bir vakit geçiyor bizimkiler 13 yaşındayken 40'li yaşlara geliyorlar.Eh,tabii bizim Jacop halı dokuyor annesi gibi.Jacop kardeşini özleyip arada bir yanına gidiyor.O da Jacop'a kuyuyu gösteriyor.Yani donmuş çarkın olduğu yani sarı ışığı gösteriyor.Hatta Jacop'ı öldüren bıçağımızı da kuyuya doğru atıp ne kadar büyük bir elektromanyetik bir güç olduğunu gösteriyor.Bizim Jacop apışıp kalıyor.

Annesi zaten nasıl bir evliya ise olan biteni biliyor ve bunun üzerine MIB'i ziyarete gidiyor.
MIB'i donmuş çarkın olduğu kuyuda biraz konuşup,bayıltıyor.Ayıldıktan sonra MIB tüm yerli halkın öldüğünü görüyor.Nasıl oluyorsa herkesi deli anne öldürüyor,hatta Black Smoke olabileceği tahminler arasında.MIB buna haklı olarak sinirlenip o hışımla deli anneyi öldürüyor.Ancak Jacop bunu görünce o da delirip MIB'e saldırıyor.Ve onu sarı ışığa atıyor.Ardından Black smoke yani duman çıkıyor.O sarı ışığın olduğu yerin Tapınak olduğu iddia edilmekte.

Duman çıktıktan sonra MIB'in cesedini gören Jacop cesedi deli annenin yanına götürüyor.Yani Adem ile Havva sorusuna böylece cevap verilmiş oluyor...

Bu şarabın ölümsüzlük veya herhangi bir şey veriyorsa ve biz 9.bölümde şişenin MIB tarafından kırıldığını gördüysek bundan sonrakiler bundan nasiplenemiyecekler herhalde :)


Lost bu bölümde doğuran anne mi yetiştiren anne mi sorusuyla başbaşa bıraktı bizi :)

YORUMSUZ: 'Verdiğim her cevap,başka bir soru kapısı açacaktır.' :)
NOT: MIB ile Black Smoke farklı kişiler olabilirmiş eğer öyleyse...
NOT: Adadaki kadınlar nasıl ağda yapar sorusuna cevap aldık ya daha başka cevap istemem. :)

Değişmiştim.

Uzun zamandan beri ilk defa ağladım. Geçmişe baktım. Geçmişteki ben olmak istedim ama olamadım. Sadece iyi tarafını mı görüyordum yoksa sadece iyi taraf mı vardı? Bilemedim. O zamanlar hayat ne kadar basitti. Aslında o yüzden bu kadar büyüktü özlemim. O eski kokum yoktu artık, bir başka bakıyordu gözlerim. Değişmiştim ben değişmiştim...
Artık tanıyamıyordum kendimi, bakamıyordum aynaya. Ama bakmak zorundaydım. Yenmek zorundaydım kendimi. Bir nefes çektim sigaramdan. O nefesle uyuştu bedenim. Ürperdi tüylerim. Değişmiştim ben değişmiştim..
.

11 Mayıs 2010 Salı

Across The Sea


Kimilerine göre bu bölümde LOST hakkındaki soruların çoğu yanıtlanacak,kimine göre de Richard'lı bölüm Ab Aeterno(ezelden beri demek bu arada) gibi tarihi-mistik bir havada geçecek.Her ne olursa olsun Lost'un toplamda 118.bölümü ve finalden önceki 2.bölüm olması nedeniyle önemli.Bu bölümde belki ana karakterleri görmesek bile Jacop,MIB(Esau diyenler var veya Black Smoke),bunların analarını görüp donmuş çarkı kim inşaa ettiğini,adanın tarihini,Jacop ve MIB'in ne ayak olduklarını öğreneceğiz efendim :) MS.23 yılında (23'e dikkat ve final 23 Mayıs'ta yani Jack'in numarası) geçecekmiş.

MIB'in niye duman olduğunu filan öğreneceğimiz spoiler'ler arasında.Hasılı kelam güzel bir bölüm bizleri beklemektedir :)

Bu arada not final 2 saatten 2 buçuk saate çıktı :)

Hepinize iyi seyirler dilerim şimdiden.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Tünel.

kanıyordu avuçlarımın içi durmadan
kör edercesine bir ışık gitmiyordu başımdan
yalnız gözlerimi değil zihnimi de kör ediyordu bu ışık
belki yalnızlığımın gölgesindeyken kurtulabilirdim bundan
koştum bunun için arkama bakmadan
korktum geleceğimden acı duymadan
karşımdaydı artık sade yalnızlık
oldu artık tek isteğim mutlak karanlık

Uyan.

Uyanır insan önce. Uyanır uyanmaz atar kendini şehrin anatomisine. Monotonlaşmış bir çağın kölesidir o. Yapar her şeyi kendine söylenince. Bilmez neden orda olduğunu. Bilmesine de gerek yoktur zaten. Doğduğunda anlatmışlardır her şeyi ona. O da inanmıştır. İçmiştir anasının sütünü kana kana. Bilir ki karşısındaki de insan kendi de insan. Ama bir zaman sonra aynaya bakarak der ki "Kim ulan bu hayvan?!". Bu dünyada herkes eşitmiş. YALAN! Hatta duyduğum en büyük YALAN! Şimdi bak aynaya ve uyan insan ama bu sefer gerçekten UYAN!